• teset

Nedir FIKIH İLMİ VE MEZHEP

osman

İlim, hayrın en önemli ve en faziletlisidir.
Yönetici
Katılım
24 Mayıs 2020
Mesajlar
8
Tepkime puanı
4
Puanları
4
FIKIH İLMİ VE MEZHEP

İslam Hukuku ilminin özel adı olan “Fıkıh” lügatte bilmek, anlamak, şuurlu olarak idrak etmek, bir şeyin künhüne vakıf olmak, kapalı bir şeyin hakikatine nüfuz edebilmek, kendisine hüküm taalluk eden gizli bir manayı kavrayabilmek gibi anlamları ifade eder.
Fıkıh`ın ıstılahtaki anlamı ise: “İnsanın amel yönünden lehine ve aleyhine olan şer`i hükümleri bilmesi” demektir. Diğer bir tarife göre de: “Uygulamaya, yani ibadet, kulluk ve muamelata ilişkin şer`i hükümleri ayrıntılı delilleriyle bilmek”ten ibarettir. İşte bu hükümleri böylece bilen kişiye de “Fakın” adı verilir.
Öyleyse “Fıkıh İlmi”, amellere ilişkin şer`i hükümleri ayrıntılı delilleriyle bildiren ilimdir. Tarifinden de anlaşılacağı üzere bu ilim, dini, siyasi ve medeni hayatın bütün hususlarını en geniş bir biçimde içine almakta olup, hem ibadetlerde, hem de aile, miras, emval ve ukûd gibi sosyal hayat münasebetleri gereği olan bütün uygulamalarda (muamelat) yapılacak veya sakınılacak cihetlere dair hükümleri içerir. Bundan başka ceza hükümleriyle muhakeme usullerine ve nihayet devletin idaresi ve teşkilatıyla, savaş hukukuna taallûk eden hükümler de fıkhın kapsamı içindedir.

Bütün bu konulardaki şer`i hükümlerin çıkarılması için elimizde dört asıl kaynak vardır. Çıkarılacak bütün kazai hükümlerin, şer`an muteber olabilmeleri için, mutlaka bunlara dayanmaları gerekir. Fıkıh usûlünün prensiplerini teşkil eden bu dört asıl kaynak şunlardır:

1- Kitab
2- Sünnet
3- Kıyas
4- İcma

Buradaki “Kitab”tan kasıt, son peygamber Hz.Muhammed (s.a.s.) e Allahü Teala tarafından Cebrail vasıtasıyle vahyedilmiş olan Kur`an-i Kerim`dir.

“Sünnet”, Hz. Muhammed (s.a.s.) söz, davranış ve uygulamalarının toplamını ifade eder.

“Kıyas”, bir şeyde sabit olan hükmün benzerini, o hükmün içtihadı sebebini taşıması cihetiyle, diğer bir şeyde de bir rey ve ictihad neticesi olarak ortaya koymaktır.

“İcma” ise, bir asırda bulunan İslam müctehidlerinin şer`i bir hüküm üzerinde ittifak etmeleridir. Bir akli hüküm veya bilinmesi yalnız sarih nakle dayalı olan şeyler hakkındaki ittifaka icma adı verilmez. alemin sonradan yaratılmış olmasına, kıyametin vukuuna ait ittifaklar gibi. Çünkü bunlar zaten Kur`an`da açıkça belirtilmektedir. Aynı zamanda avamın bir konu hakkındaki ittifakları da icma sayılmaz.
Şer`i hükümlerin ilk tebliğcisi şüphesiz ki Rasûlü Ekrem (s.a.s.) dir. O, ilahi vahye mazhar seçkin bir insan olması dolayısıyle bütün dini hükümlere tam anlamıyla vakıftı. Onun ulvi huzurundan feyz alan ashab-ı güzin de şer`i delillerin ve hükümlerin bütün inceliklerini biliyorlardı. Çünkü ortaya çıkan her türlü meseleyi kendisine soruyor ve cevabını da en tatmin edici bir şekilde alıyorlardı. Ashab-ı Kiram`a yetişip “tabiin” unvanını alan birçok büyük insan da, Hz. Muhammed (s.a.s.) yakın bir zamanda dünyaya gelmiş olduklarından İslam`ın bütün hükümlerine mükemmel bir şekilde aşina bulunuyorlardı.

Tabiinin son zamanlarına doğru İslam dünyası genişlemeye başlamış, çeşitli ırklara mensup birçok kavimler İslamiyetle şereflenmişlerdi. İslam topraklarının genişlemesi, müslümanların çoğalması ve zamanın ilerlemesiyle sosyal hadiseler günden güne artıyor, çeşitli cereyanlar ortaya çıkıyor ve birçok meseleler çözüme ve açıklamaya muhtaç bulunuyordu. İşte bu durum karşısında İslam bilginlerinin olağanüstü derecedeki çalışmaları başladı, birçok ilimler tedvin edildi. İlk olarak hadis, fıkıh ve usûl-i fıkıh ilimleri metodlu bir şekilde kurularak bu konuda her biri kendine has özellikler taşıyan ve birer hukuk okulu olan fıkhi mezhebler ortaya çıktı.

Sözlükte “gitmek” anlamındaki zehâb kökünden hem masdar hem de “gidecek yer ve yol” mânasında mekân ismi olan mezheb kelimesi, terim olarak “dinin aslî veya fer‘î hükümlerinin dayandığı delilleri bulmakta ve bunlardan hüküm çıkarıp yorumlamakta otorite sayılan âlimlerin ortaya koyduğu görüşlerin tamamı veya belirledikleri sistem” diye tanımlanabilir. Tanımda yer alan aslî hükümler dinin inanç esaslarını, fer‘î hükümler ise ibadetler ile insanlar arası münasebetleri hedef almaktadır. İman esaslarını konu edinen mezhepler itikadî, diğerleri de fıkhî mezhepler diye isimlendirilmiştir
 
Üst